yasin suresi dilek için nasıl okunur

naskah drama 9 orang tentang kehidupan remaja. Yasin Suresinin Hatmi Arkadaşlar bildiğiniz gibi Yasin-i Şerif her derde deva bir suredir....... Sıklıkla her dilek ve her niyet için okunur.... O nedenle de sizlere hatminin nasıl yapılacağını anlatacağım.... Öncelikle Perşembeyi Cumaya bağlayan gece yatsı namazından sonra ya da cuma günü seladan önce gusledilir, 2 rekat tevbe namazı kılınır 2 rekat da Allah rızası için namaz kılarak Yasin-i Şerifin hacetiniz için hatmine niyet edilir..... Euzü besmele çekilerek 1 fatiha 3 ihlas bir kaç tane de salavat okunur,sevabı bağışlanır, sonra niyetinizi söyler ve tekbir alıp sureyi okumaya başlarsınız... 41 Yasine niyetlendiyseniz 4 gün,51 Yasine niyetlendiyseniz 5 günde bitirilmesi iyi olur...... tanıdıklarınızla paylaşarak daha kısa sürede okuma imkanınız varsa okumasına güvendiğiniz birilerinden yardım alabilirsiniz,ama hepsini kendinizin okuması daha efdaldir..... O günkü okumanız bittiğinde mesela 10 tane okudunuz ve ertesi gün devam edeceksiniz,bağışlama duasını okuyup bırakın....... okumalarınızı tamamen bitirdiğinizde ise yine 2 rekat tevbe namazı 2 rekat Allah rızası için 2 rekat hacet namazı kılın,okuduğunuz yasin-i Şeriflerin hürmetine hacetinizin hasılını dileyin... 2 rekat da şükür namazı kılın.... Günlük okumalarınıza başlarken de mutlaka 1 faiha 3 ihlas bir kaç tane salavat okuyarak sevabını bağlşlayın ve o günkü okumalarınıza öyle başlayın.... allah dualarınızı kabul ve makbul eylesin..... Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifinde “Her şeyin bir kalbi vardır; Kur’an’ın kalbi de Yâsîn’dir” diye belirttiği Yasin Suresine haberimizden Suresi Türkçe okunuşu1 Yâsîn2 VeI Kur'ân-iI hakîm3 İnneke IemineI mürseIîn4 AIâ sırâtın müstakîm5 TenzîIeI azîzirrahîm6 Litünzira kavmen mâ ünzire âbâühüm fehüm gâfiIûn7 Lekad hakkaIkavIü aIâ ekserihim fehüm Iâ yü'minûn8 İnnâ ceaInâ fî a'nâkihim agIâIen fehiye iIeI ezkâni fehüm mukmehûn9 Ve ceaInâ min beyni eydîhim sedden ve min gaIfihim sedden feağşeynâhüm fehüm Iâ yübsirûn10 Ve sevâün aIeyhim eenzertehüm em Iem tünzirhüm Iâ yü'minûn11 innemâ tünzirü menittebazzikra haşiyerrahmâne biIgaybi febeşşirhü bimağfiretiv ve ecrin kerîm12 İnnâ nahnü nuhyiI mevtâ ve nektübü mâ kaddemû ve âsârehüm ve küIIe şey'in ahsaynâhü fî imâmin mübîn13 Vadrib Iehüm meseIen ashâbeI karyeh. İz câeheI mürseIûn14 İz erseInâ iIeyhi müsneyni fekezzebûhümâ fe azzeznâ bisâIisin fekâIû innâ iIeyküm mürseIûn15 KâIû mâ entüm iIIâ beşerün misIünâ vemâ enzeIerrahmânü min şey'in in entüm iIIâ tekzibûn16 KâIû rabbünâ ya'Iemü innâ iIeyküm IemürseIûn17 Vemâ aIeynâ iIIeI beIâguI mübîn18 KâIû innâ tetayyernâ biküm Iein Iem tentehû Ie nercümenneküm veIe yemessenneküm minnâ azâbün eIîm19 KâIû tâirüküm meaküm ein zikkirtum beI entüm kavmün müsrifûn20 Vecâe min aksaImedineti racüIün yes'â kâIe yâ kavmittebiuI mürseIîn21 İttebiû men Iâ yeseIüküm ecran ve hüm muhtedûn22 Vemâ Iiye Iâ a'büdüIIezî fetarenî ve iIeyhi türceûn23 Eettehizü min dûnihî âIiheten in yüridnirrahmânü bi-durrin Iâ tuğni annî şefâatühüm şey'en veIâ yünkizûn24 İnnî izen Iefî daIâIin mübîn25 İnnî âmentü birabbiküm fesmeûn26 KîIedhuIiI cennete, kâIe yâIeyte kavmî yâ'Iemûn27 Bimâ gafereIî rabbî ve ceaIenî mineI mükremîn28 Vemâ enzeInâ aIâ kavmihî min badihî min cündin minessemâi vemâ künnâ münziIîn29 İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâhüm hâmidûn30 Yâ hasreten aIeI ibâdi mâ ye'tîhim min resûIin iIIâ kânûbihî yestehziûn31 EIem yerev kem ehIeknâ kabIehüm mineI kurûni ennehüm iIeyhim Iâ yerciûn32 Ve in küIIün Iemmâ cemî'un Iedeynâ muhdarûn33 Ve âyetün IehümüI arduI meytetü ahyeynâhâ ve ahrecnâ minhâ habben fe minhü ye'küIûn34 Ve ceaInâ fîhâ cennâtin min nahîIiv ve a'nâb ve feccernâ fîha mineI uyûn35 Liye'küIû min semerihî vemâ amiIethü eydîhim efeIâ yeşkürûn36 SübhânneIIezî haIekaI ezvâce küIIehâ mimmâ tünbitüI ardu ve min enfüsihim ve mimmâ Iâ ya'Iemûn37 Ve âyetün IehümüIIeyü nesIehu minhünnehâre fe izâhüm muzIimûn38 Veşşemsü tecrî Iimüstekarrin Iehâ zâIike takdîruI azîziI aIîm39 VeIkamere kaddernâhü menâziIe hattâ âdekeI urcûniI kadîm40 Leşşemsû yenbegî Iehâ en tüdrikeI kamere veIeIIeyIü sâbikunnehâr ve küIIün fî feIekin yesbehûn41 Ve âyetüI Iehüm ennâ hameInâ zürriyyetehüm fiI füIkiI meşhûn42 Ve haIâknâ Iehüm min misIihî mâ yarkebûn43 Ve in neşe' nugrıkhüm feIâ sarîha Iehüm veIâhüm yünkazûn44 İIIâ rahmeten minnâ ve metâan iIâ hîn45 Ve izâ kîIe Iehümüttekû mâ beyne eydîküm vemâ haIfeküm IeaIIeküm türhamûn46 Vemâ te'tîhim min âyetin min âyâti rabbihim iIIâ kânû anhâ mu'ridîn47 Ve izâ kîIe Iehüm enfikû mim mâ rezakakümüIIâhü, kâIeIIezîne keferû, IiIIezîne âmenû enut'ımü menIev yeşâuIIâhü et'ameh, in entüm iIIâ fî daIâIin mübîn48 Ve yekûIûne metâ hâzeI va'dü in küntüm sâdikîn49 Mâ yenzurûne iIIâ sayhaten vâhideten te'huzühüm vehüm yehissimûn50 FeIâ yestetîûne tavsıyeten veIâ iIâ ehIihim yerciûn51 Ve nüfiha fîssûri feizâhüm mineI ecdâsi iIâ rabbihim yensiIûn52 KâIû yâ veyIenâ men beasena min merkadina hâzâ mâ veaderrahmânü ve sadekaI mürseIûn53 İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâ hüm cemî'un Iedeynâ muhdarûn54 FeIyevme Iâ tuzIemu nefsün şeyen veIâ tüczevne iIIâ mâ küntüm tâ'meIûn55 İnne ashâbeI cennetiI yevme fîşüğuIin fâkihûn56 Hüm ve ezvâcühüm fî zıIâIin aIeI erâiki müttekiûn57 Lehüm fîhâ fâkihetün ve Iehüm mâ yeddeûn58 SeIâmün kavIen min rabbin rahîm59 VemtâzüI yevme eyyüheI mücrimûn60 EIem a'hed iIeyküm yâ benî âdeme en Iâ tâ'buduşşeytân innehû Ieküm adüvvün mübîn61 Ve enî'budûnî, hâzâ sırâtun müstekîm62 Ve Iekad edaIIe minküm cibiIIen kesîran efeIem tekûnû ta'kıIûn63 Hâzihî cehennemüIIetî küntüm tûadûn64 lsIevheI yevme bimâ küntüm tekfürûn65 EIyevme nahtimü aIâ efvâhihim ve tükeIIimünâ eydîhim ve teşhedü ercüIühüm bimâ kânû yeksibûn66 VeIev neşâü Ietamesnâ aIâ a'yunihim festebekus sırâta fe ennâ yübsirûn67 VeIev neşâü Iemesahnâhüm aIâ mekânetihim femestetâû mudıyyev veIâ yerciûn68 Ve men nüammirhü nünekkishü fiIhaIkı, efeIâ ya'kiIûn69 Ve mâ aIIemnâhüşşi'ra vemâ yenbegî Ieh in hüve iIIâ zikrün ve kur'ânün mübîn70 Liyünzira men kâne hayyen ve yehıkkaI kavIü aIeI kâfirîn71 EveIem yerav ennâ haIaknâ Iehüm mimmâ amiIet eydîna en âmen fehüm Iehâ mâIikûn72 Ve zeIIeInâhâ Iehüm feminhâ rekûbühüm ve minhâ ye'küIûn73 Ve Iehüm fîhâ menâfiu ve meşâribü efeIâ yeşkürûn74 Vettehazû min dûniIIâhi âIiheten IeaIIehüm yünsarûn75 Lâ yestetîûne nasrahüm ve hüm Iehüm cündün muhdarûn76 FeIâ yahzünke kavIühüm. İnnâ na'Iemü mâ yüsirrûne vemâ yu'Iinûn77 EveIem yeraI insânü ennâ haIaknâhü min nutfetin feizâ hüve hasîmün mübîn78 Ve darebe Ienâ meseIen ve nesiye haIkah kaIe men yuhyiI izâme ve hiye ramîm79 KuI yuhyiheIIezî enşeehâ evveIe merrah ve hüve biküIIi haIkın aIîm80 EIIezî ceaIe Ieküm mineşşeceriI ahdari nâren feizâ entüm minhü tûkidûn81 EveIeyseIIezî haIakassemâvati veI arda bikâdirin aIâ ey yahIüka misIehüm, beIâ ve hüveI haIIâkuI aIîm82 İnnema emrühû izâ erâde şey'en en yekûIe Iehû kün, feyekûn83 FesübhaneIIezî biyedihî meIekûtü küIIi şey'in ve iIeyhi türceûnYasin Suresi Diyanet Meali ve AnlamıRahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla Yâ Sîn. ﴾1﴿ Ey Muhammed! Hikmet dolu Kur'an'a andolsun ki sen elbette dosdoğru bir yol üzere peygamber gönderilenlerdensin. ﴾2-4﴿ Kur'an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir.﴾5-6﴿ Andolsun, onların çoğu üzerine o söz azap hak olmuştur. Artık onlar iman etmezler. ﴾7﴿ Onların boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar çenelerine dayanmıştır. Bu sebeple kafaları yukarıya kalkık durumdadır. ﴾8﴿ Biz onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler. ﴾9﴿ Onları uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.﴾10﴿ Sen ancak Zikr'e Kur'an'a uyanı ve görmediği halde Rahmân'dan korkan kimseyi uyarırsın. İşte onu bir bağışlanma ve güzel bir mükafatla müjdele. ﴾11﴿ Şüphesiz biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların yaptıklarını ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Biz her şeyi apaçık bir kitapta Levh-i Mahfuz'da bir bir kaydetmişizdir.Ey Muhammed! Onlara, o memleket halkını örnek ver. Hani oraya elçiler gelmişti. ﴾13﴿ Hani biz onlara iki elçi göndermiştik de onları yalancı saymışlardı. Biz de onlara üçüncü bir elçi ile destek vermiştik. Onlar, "Şüphesiz biz size gönderilmiş elçileriz" dediler. ﴾14﴿ Onlar şöyle dediler "Siz de ancak bizim gibi insansınız. Rahmân hiçbir şey sadece yalan söylüyorsunuz." ﴾15﴿ Elçiler ise şöyle dediler "Bizim gerçekten size gönderilmiş elçiler olduğumuzu Rabbimiz biliyor." ﴾16﴿ "Bize düşen ancak apaçık bir tebliğdir." ﴾17﴿ Dediler ki "Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşlarız ve bizim tarafımızdan size elem dolu bir azap dokunur." ﴾18﴿ Elçiler de, "Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi uğursuzluğa uğruyorsunuz?.Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz" dediler. ﴾19﴿ Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi "Ey kavmim! Bu elçilere uyun." ﴾20﴿ "Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir." ﴾21﴿ "Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca ona döndürüleceksiniz."﴾22﴿ "Onu bırakıp da başka ilahlar mı edineyim? Eğer Rahmân bana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar." ﴾23﴿ ᅠ"O takdirde ben mutlaka açık bir sapıklık içinde olurum." ﴾24﴿ "Şüphesiz ben sizin Rabbinize inandım. Gelin, beni dinleyin!" ﴾25﴿ Kavmi onu öldürdüğünde kendisine "Cennete gir!" denildi. O da, "Keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını bilseydi!" dedi. ﴾26-27﴿Kendisinden sonra kavmi üzerine onları cezalandırmak için gökten hiçbir ordu indirmedik. İndirecek de değildik. ﴾28﴿ Sadece korkunç bir ses oldu. Bir anda sönüp gittiler. ﴾29﴿ Yazık o kullara! Kendilerine bir peygamber gelmezdi ki, onunla alay ediyor olmasınlar. ﴾30﴿ Kendilerinden önce nice nesilleri helak ettiğimizi; onların artık kendilerine dönmeyeceklerini görmediler mi? ﴾31﴿ Onların hepsi de mutlaka toplanıp hesap için huzurumuza çıkarılacaklardır. ﴾32﴿ Ölü toprak onlar için bir delildir. Biz onu diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler ﴾33﴿ Meyvelerinden yesinler diye biz orada hurmalıklar, üzüm bağları var ettik ve içlerinde pınarlar fışkırttık. Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi? ﴾34-35﴿ Yerin bitirdiği şeylerden, insanların kendilerinden ve daha bilemedikleri nice şeylerden, bütün çiftleri yaratanın şanı yücedir. ﴾36﴿ Gece de onlar için bir delildir. Gündüzü ondan çıkarırız, bir de bakarsın karanlık içinde kalmışlardır. ﴾37﴿ Güneş de kendi yörüngesinde akıp mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah'ın takdiridüzenlemesidir. ﴾38﴿ Ayın dolaşımı için de konak yerleri evreler belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi olur. ﴾39﴿ Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. ﴾40﴿Onların soylarını dolu gemide taşımamız da onlar için bir delildir. ﴾41﴿ Biz onlar için o gemi gibi binecekleri nice şeyler yarattık. ﴾42﴿ Biz istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdat çağrısı yapan olur, ne de kurtarılırlar. ﴾43﴿ Ancak tarafımızdan bir rahmet olarak ve bir süreye kadar daha yaşasınlar diye kurtarılırlar. ﴾44﴿ Onlara, "Önünüzde ve arkanızda olan şeylerden dünya ve ahirette göreceğiniz azaplardan sakının ki size merhamet edilsin" denildiğinde yüz çevirirler.﴾45﴿ Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmez ki ondan yüz çeviriyor olmasınlar. ﴾46﴿ Onlara, "Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden Allah yolunda harcayın" denildiği zaman, inkar edenler iman edenlere, "Allah'ın, dilemiş olsa kendilerini doyurabileceği kimselere mi yedireceğiz? Siz ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz" derler.﴾47﴿ "Eğer doğru söyleyenlerseniz bu tehdit ne zaman gelecek?" diyorlar. ﴾48﴿ Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar. ﴾49﴿ Artık ne birbirlerine tavsiyede bulunabilirler ne de ailelerine dönebilirler. ﴾50﴿ Sûra üfürülür. Bir de bakarsın kabirlerden çıkmış Rablerine doğru akın akın gitmektedirler ﴾51﴿ Şöyle derler"Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı? Bu, Rahman'ın vaad ettiği şeydir. Peygamberler doğru söylemişler." ﴾52﴿ Sadece korkunç bir ses olur. Bir de bakarsın hepsi birden toplanıp huzurumuza çıkarılmışlardır. ﴾53﴿ O gün kimseye, hiç mi hiç zulmedilmez. Size ancak işlemekte olduğunuz şeylerin karşılığı verilir. ﴾54﴿Şüphesiz cennetlikler o gün nimetlerle meşguldürler, zevk sürerler. ﴾55﴿ Onlar ve eşleri gölgelerde koltuklara yaslanmaktadırlar. ﴾56﴿ Onlar için orada meyveler vardır. Onlar için diledikleri her şey vardır. ﴾57﴿ Çok merhametli olan Rab'den bir söz olarak kendilerine "Selam" vardır.﴾58﴿ Allah şöyle der "Ey suçlular! Ayrılın bu gün!" ﴾59﴿ "Ey ademoğulları! Ben size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?" ﴾60-61﴿ "Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?" ﴾62﴿ "İşte bu, tehdit edildiğiniz cehennemdir."﴾63﴿ "İnkar ettiğinizden dolayı bugün girin oraya!" ﴾64﴿ O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder. ﴾65﴿ Eğer dileseydik onların gözlerini büsbütün kör ederdik de bu halde yola koyulmak için didişirlerdi. Fakat nasıl görecekler ki?! ﴾66﴿ Yine eğer dileseydik oldukları yerde başka yaratıklara dönüştürürdük de ne ileri gidebilirler, ne geri dönebilirlerdi. ﴾67﴿ Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz gücünü azaltırız. Hâlâ düşünmeyecekler mi? ﴾68﴿Biz o Peygamber'e şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da. Ona verdiğimiz ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır. ﴾69﴿ Aklen ve fikren diri olanları uyarması ve kafirler hakkındaki o sözün azabın gerçekleşmesi için Kur'an'ı indirdik. ﴾70﴿Görmediler mi ki biz onlar için, ellerimizin kudretimizin eseri olan hayvanlar yarattık da onlar bu hayvanlara sahip oluyorlar. ﴾71﴿ Biz o hayvanları kendilerine boyun eğdirdik. Onlardan bir kısmı binekleridir, bir kısmını da yerler.﴾72﴿ Onlar için bu hayvanlarda daha pek çok yararlar ve içecekler vardır. Hâlâ şükretmeyecekler mi? ﴾73﴿ Belki kendilerine yardım edilir diye Allah'ı bırakıp da ilahlar edindiler. ﴾74﴿ Onlar ilahlar için hizmete hazır asker oldukları halde, ilahlar onlara yardım edemezler. ﴾75﴿ Ey Muhammed! Artık onların sözü seni üzmesin. Çünkü biz onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.﴾76﴿ İnsan, bizim kendisini az bir sudan meniden yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir. ﴾77﴿ Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki "Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?" ﴾78﴿ De ki "Onları ilk defa var eden her yaratılmışı hakkıyla bilendir." ﴾79﴿ O, sizin için yeşil ağaçtan ateş yaratandır. Şimdi siz ondan yakıp duruyorsunuz. ﴾80﴿ Gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir. ﴾81﴿ Bir şeyi dilediği zaman onun emri o şeye ancak "Ol!" demektir. O da hemen oluverir. ﴾82﴿ Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah'ın şanı yücedir! Siz yalnız O'na döndürüleceksiniz. ﴾83﴿ Haberler Yaşam Hıdırellez duası nedir, nasıl okunur? Hıdırellezde neler yapılır, Hıdırellez günü dilek duası nasıl okunur? Giriş Tarihi 0112 Güncelleme Tarihi 0112 Hıdırellez duası nedir, Hıdırellez neler yapılır, dilek duası nasıl okunur soruları vatandaşların gündeminde yer alıyor. Anadolu'dan Balkanlara, Orta Asya'dan Ortadoğu'ya kadar pek çok bölgede kutlanan bayramlardan birisi olan Hıdırellez, kış ayının bitişini ve baharın gelişini müjdeliyor. Baharın gelişini simgeleyen Hıdırellez günü ise bu gece kutlanıyor. Hıdırellez günü anlamı ve manası büyük olmakla beraber, kökeni hakkında da pek çok fikir ortaya atılmıştır. Pek çok kişi, Hıdırellez gecesinde okunacak dualar ve tutulacak dilekler hakkında bilgi edinmek istiyor. Anadolu coğrafyasının dört bir yanında Hıdırellez günü kutlayacaklar, Hıdrellez duası nedir, neler yapılır, nasıl dilek tutulur ve ritüelleri nelerdir soruları ile bilgi edinmeye çalışıyor. İşte, Hızır günü anlamı, önemi ve ritüelleri ile Hıdırellez duası nedir, nasıl dilek tutulur ve neler yapılır sorularının yanıtları ABONE OL Birçok kültürde bir rutin haline gelmiş olan Hıdırellez Bayramı, kış mevsiminin sona ererek yazın gelişini müjdeliyor. Pek çok kişi için özel olan bugün Türkiye'de 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece kutlanmaktadır. Hıdırellez'in anlam ve önemi oldukça fazla olmakla beraber, ortaya çıkışı ile ilgilide çeşitli fikirler bulunmaktadır. Ülkemizde Hızır günü olarak adlandırılan Hıdırellez'i kutlayacak olanlar Hıdırellez duası, Hıdırellez dilekleri ve Hıdırellez ritüelleri hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. İşte, Hızır Günü olarak da bilinen Hıdrellez duası, ritüelleri, dilekleri ve gelenekleri HIDRELLEZ KÖKENİ NEDİR? Hızır ve Hıdırellezin kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır. Bunlardan bazıları Hıdırellezin Orta Asya, Ortadoğu ile Anadolu kültürlerine ait olduğu; bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır. Hıdırellez Bayramı'nı ve Hızır düşünüşünü tek bir kültüre mal etmek olanaksızdır. İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran,Osmanlı itibâriyle Balkanlar ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle belli başlı sevinç kutlamaları yapılmaktadır. Kimi yazılı eserler bu tipteki en eski ritüellerin milattan evvel Mezopotamya'daki Ur şehrinde yapıldığını göstermektedir. Kışın bitişiyle "Tammuz" ismi altında kutlanan bu ritüeller Mezopotamya ovasını sulayan Fırat ve Dicle nehirlerinin uyaran gücünü temsil etmektedir. HIZIR İNANCI Hızır ın; yaşam suyu ab-ı hayat içerek ölümsüzlüğe ulaşmış; özellikle de baharda insanlar arasında dolanarak, bolluk ve sağlık dağıtan, darda kalıp başı sıkışanlara yardım eden bir veli Tanrı nazarında makbul, ermiş bir ulu veya nebî peygamber olduğuna inanılır. Hüviyeti tam olarak bilinmese de halk arasında ve İslam mitolojisinde bir Hızır geleneği vardır. Hızır'ın bir isim değil, bir lakap olduğu genel olarak kabul gören bir kanaattir. Ancak çeşitli kaynaklarda adı ve nesebi hakkında çeşitli fikirler öne sürülmüştür. Bazıları Hızır ile İlyas peygamberin aynı şahıs olduklarını öne sürmüştür. Halkın Hızır hakkında kanaat ve inanışı onun ebedi olduğu ve baharda tabiatın uyanmasını sağladığı yönündedir. Anadolu'dan başka Kafkasya, Trakya, Kırım, Azerbaycan ve Suriye'nin birçok yerinde makamları vardır; bu da onun İslam aleminde hemen her yerde varlığına inanılan, ancak belirli bir kişi olmadığı bir simgeden ibaret olduğunu anlatır. Hızır doğasal bir durumu, baharla vücut bulan yaşamın tazelenmesini simgeler. Halk arasında Hızır'ın sahip olduğuna inanılan vasıflar insanlara şifa, sağlık, uğur getirdiği tabiattaki diriliş, uyanış ve canlılığın insana yansıması şeklinde ortaya çıkar. İslamiyet öncesi "Gök Sakallı, Ak Sakallı Kocalar" gibi medet umulan, yardım istenen, akıl danışılan, kılavuzluk etmesi beklenen, barış, mutluluk, sağlık, refah getirdiğine inanılan bir kurtarıcı güç olarak düşünülür. KURAN'DA HIZIR Kur'an'da Kehf Suresi'nde 60-82 Musa ve bir gencin kıssası anlatılmaktadır. Kehf Suresi'de dahil olmak üzere hiçbir yerde Hızır ismi geçmemektedir ancak çeşitli hadislerde bu şekilde anılmaktadır. Olayın yaşandığı yer için "iki denizin birleştiği yer" denilmektedir. Uzun bir yolculuk yapan Musa ile yanındaki gencin beraberlerinde, yemek için getirdikleri balığın kaçması ile başlayan olay sonrasında, 65. ayette "Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik." denilerek gönderme yapılan Hızır'dan söz edilir. HIDIRELLEZ'DE NASIL DİLEK DİLENİR? Hıdırellez gelenekleri arasında en yaygın olanı gül ağacı altına dilek dilemektir. Bu gelenek Hıdırellez akşamında gerçekleştirilir. Dilekler bir kağıda yazılıp asılabileceği gibi şekil olarak da gül ağacının altına çizilebilir. Ev isteyen ev resmi, araba isteyen araba resmi çizebilir. Hıdırellez sabahı da ilk iş gül ağacının dibine gidilir ve o notlar alınıp suya bırakılır. Hıdırellez akşamında bir diğer dilek dileme biçimi de gül ağacına para asmaktır. Asılan paralar ve dilekler 6 Mayıs 2020 sabahı erkenden geri toplanır. Para cüzdana konulur ve yıl boyunca o para harcanmaz. Hıdırellez parası kişiye o yıl boyunca darlık ve parasızlık yüzü göstermez. HIDIRELLEZ DUASI NASIL YAPILIR? Bin bir adım bir adım /Allah bir adım adım / Kerim kerem Allah /Başımda bir duman var yardım eyle ya Allah / La ilaha illallah muhammeden resullullah yetiş imdadıma hızır ile Allah birsin sen kulla mişersin biz gibi kulların yardımcısı sensin hızır deryada erdim murada amin. HIDIRELLEZ GELENEKLERİ Halk huzura kavuşmak ve türlü dileklerde bulunmak için kışın sona erdiği tabiatın uyandığı hıdrallez'de çeşitli çarelere başvurur. Anadolu'da halk tercihen beyaz elbiseler giyerek gün doğmadan önce yeşil ve bol sulu kırlara gidilip eğlenilir. Kutlamalar yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılmaktadır. Bu gibi yerlere bu nedenle Hıdırlık denildiği de olur. Hızır'ın gezdiği kabul edilen yeşil yerlerde dolaşıp çiçek toplanır, oyunlar oynanır, baharın ilk kuzusu kesilerek yenilir. Toplanan çiçekler kaynatılıp içilirse hastalıklara iyi geleceğin; bu su ile kırk gün yıkanan kişinin gençleşip güzelleşeceğine inanılır. "Hızır Hakkı" için kuzu kesmek, Hızır geleneğinin yayıldığı her yerde görülen genel bir adettir. Diyarbakır'da Ciğaret adıyla ayrı bir tören yapılır. Baharın bu taze kuzusunu yemekle bedenlerin sağlık ve canlılık kazanacağı inanışı vardır. Hızır'ın eli değen şeylerin dolup taştığı rivayeti nedeniyle Hızır günü arifesinde yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağzı açık bırakılır. Ev, bağ, bahçe isteyenler herhangi bir yere istediklerinin küçük bir modelini yaparak; altın ve benzeri ziynet eşyası isteyenler ağaç yapraklarını kollarına veya boyunlarına takarak isteklerine kavuşacaklarına inanır. Anadolu'nun bazı yerlerinde Hıdrellez Günü yapılan duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme adeti vardır. Kurban ve adaklar "Hızır hakkı" için olmalıdır çünkü tüm bu hazırlıklar Hızır'a rastlamaya yöneliktir. Yasin Duası Suresi Kuran-ı Kerim’in kalbidir ve En Tesirli Dualardan Biridir Yasin suresi Mekke döneminde nazil olmuştur ve 83 ayetten oluşur. Surenin başında bulunan “Ya” ve “Sin” harflerinden ötürü bu adı almıştır. Müslümanlar tarafından dua hükmünde en yaygın biçimde okunan suredir. Hatta uzun olmasına rağmen müminlerin büyük bir kısmı tarafından ezberlenmektedir. Yasin suresi her türlü dilek ve hacetin gerçekleşmesi için dua hükmünde okunmaktadır. Bu duanın faziletleri ve sevapları üzerine Hz Muhammed şöyle buyurmuştur “Her şeyin bir kalbi vardır. Kuran’ın kalbi de Yasin’dir. Her kim onu gündüzleri okursa, bütün sıkıntılarına karşı ona kâfi gelir. Her kim geceleri okursa, bütün günahları affedilir.” Ebu Davud Bu hadisten de anlaşıldığı üzere her türlü sıkıntının defedilmesi ve murat edilen şeylere kavuşmak maksadıyla Yasin suresi okunabilir. Bu surenin yüzü suyu hürmetine müminlerin duaları inşallah kabul görür. Tabi hüküm yalnız ve ancak Allah’ındır. Allah’ın dediğinden başka bir şeyin gerçekleşmesi mümkün değildir. Yasin Duası Suresi Hangi Tür Dilek ve Hacetlerin Gerçekleşmesini Dilemek Maksadıyla Okunur? Helal dairesi içinde olmak koşulu ile Yasin suresi her türlü dilek ve hacet gerçekleşmesi için okunabilir. Ancak duanın yaygın biçimde şu maksatların hasıl olmasını dilemek için okunduğunu ifade etmek mümkündür Müminlerin kötü alışkanlıklardan kurtulmasını temin eder. Rızık duası hükmünde okunur. Aile huzurunun temin edilmesine vesile olur. Nefsin arzularına karşı müminlerin korunmasını sağlar. Kaza belalara karşı Allah’ın izniyle kalkan görevi görür. Çocukların hayırlı birer evlat olarak yetişmelerine vesile olur. Hayırlı kısmet bularak nasibine kavuşmayı temin eder. Şifa duası hükmünde okunur. Vesvese ve her türlü ruhsal sıkıntının giderilmesini sağlar. Müminlerin basiretinin açılmasına vesile olur ve önemli konularda doğru kararlar vermeyi temin eder. Başarı duası olarak okunur. Yasin duası burada ifade edilenler dışında manevî dünyasını zenginleştirmek, günahlardan kendisini uzak tutmak ve imanı kuvvetlendirmek maksadıyla da okunmaktadır. Yasin Duası Suresi Öncesinde Abdest Almak Gerekir mi? Yasin duası Kur’an ayetlerine dayanan bir niyaz olduğu için abdestli biçimde okunması daha doğrudur. Abdestli biçimde dua okumak duaya gösterilen önemi belirtir. Ayrıca abdestli olmanın bilinen ve bilinmeyen sayısız fazileti vardır. Bu itibarla dua ederek Yüce Rabbine seslenen kişinin abdestli olması büyük önem arz etmektedir. Yasin Duası Suresi Başkasının Yerine Vekaleten Okunabilir mi? Yasin duası bir hayır dileme duasıdır. Bu itibarla başkasının yerine vekaleten okunabilir. Anne babalar çocukları için veyahut aile bireyleri birbirinin yerine Yasin duasını okuyarak hayır dileğinde bulunabilir. Müminler de birbirleri için Yasin duası okuyarak kaza belanın defini ve hayırlı şeylerin nasip edilmesini dileyebilirler. Ancak büyük alimler türbelerde Yasin okunduktan sonra mum yakılmasını veya çaput bağlanmasını uygun görmemektedir. Peygamber Efendimizin ve büyük alimlerin bu tarz uygulamaları hoş karşılamadıklarını bilerek hareket etmek en isabetli davranış olacaktır. Yasin Suresini Ezberlemekte Zorlanıyorum, Ne Yapabilirim? Yasin suresi nispeten uzun bir duadır. Aslında duanın sözleri ve okunma tarzı ezberlemeye çok müsaittir. Bu dua uzun olmasına rağmen kolayca ezberlenebilmektedir. Ancak yine de bazı müminler dua sözlerini ezberlemekte zorlanabilir. Büyük alimler Yasin duasını ezberlemekte zorlanan müminlerin dua sözlerini yazılı bir metin üzerinden de okuyabileceğini ifade etmektedir. Dua sözlerini yazılı biçimde okuyacak müminlerin dikkat etmeleri gereken temel husus ise dua sözlerinin yazılı olduğu metni titizlikle muhafaza etmek olmalıdır. Zira bu sözler Kur’an ayetleridir ve gelişigüzel sağa sola atılmamalıdır. Yasin Duasının Suresinin Sözleri Bismillahirrahmanirrahim Yasin. Vel kur’anil hakiym. İnneke le minel murseliyn. Ala sıratım müstekıym. Tenziylel aziyzir rahıym. Li tünzira kavmem ma ünzira abaühüm fehüm ğafilun. Le kad hakkal kavlü ala ekserihim fehüm la yü’minun. İnna cealna fı a’nakıhim ağlalen fe hiye ilel ezkani fehüm mukmehun. Ve cealna mim beyni eydihim seddev ve min halfihim sedden fe ağşeynahüm fehüm la yübsırun. Ve sevaün aleyhim e enzertehüm em lem tünzirhüm la yü’minun. İnnema tünziru menittebeaz zikra ve haşiyer rahmane bil ğayb fe beşşirhü bi mağfirativ ve ecrin kerım. İnna nahnü nuhyil mevta ve nektübü ma kaddemu ve asarahüm ve külle şey’in ahsaynahü fı imamim mübiyn. Vadrib lehüm meselen ashabel karyeh iz caehel murselun. İz erselna ileyhimüsneyni fe kezzebuhüma fe azzezna bi salisin fe kalu inna ileyküm murselun. Kalu ma entüm illa beşerum mislüna ve ma enzeler rahmanü min şey’in in entüm illa tekzibun. Kalu rabbüna ya’lemü inna ileyküm le murselun. Ve ma aleyna illel belağul mübın. Kalu inna tetayyarna biküm leil lem tentehu le nercümenneküm ve le yemessenneküm minna azabün eliym. Kalu tairuküm meaküm ein zükkirtüm bel entüm kavmüm müsrifun. Ve cae min aksal medıneti racülüy yes’a kale ya kavmittebiul murseliyn. İttebiu mel la yes’elüküm ecrav vehüm mühtedun. Ve ma liye la a’büdüllezı fetaranı ve ileyhi türceun. E ettehızü min dunihı aliheten iy yüridnir rahmanü bi durril la tuğni annı şefaatühüm şey’ev ve la yünkızun. İnnı izel le fı dalalim mübın. İnnı amentü bi rabbiküm fesmeun. Kıyledhulil cenneh kale ya leyte kavmı ya’lemun. Bima ğafera lı rabbı ve cealenı minel mükramiyn. Ve ma enzelna ala kavmihı mim ba’dihı min cündim mines semai ve ma künna münziliyn. İn kanet illa sayhatev vahıdeten fe iza hüm hamidun. Ya hasraten alel ıbad ma yetiyhim mir rasulin illa kanu bihı yestehziun. Elem yerav kem ehlekna kablehüm minel kuruni ennehüm ileyhim la yarciun. Ve in küllül lemma cemiy’ul ledeyna muhdarun. Ve ayetül lehümül erdul meyteh ahyeynaha ve ahracna minha habben feminhü ye’külun. Ve cealna fiyha cennatim min nahıyliv ve a’nabiv ve feccerna fiyha minel uyun. Li ye’külu min semerihı ve ma amilethü eydiyhim efela yeşkürun. Sübhanellezı halekal ezvace külleha mimma tümbitül erdu ve min enfüsihim ve mimma la ya’lemun. Ve ayetül lehümül leyl neslehu minhün nehara fe iza hüm muslimun. Veş şemsü tecrı li müstekarril leha zalike takdiyrul aziyzil aliym. Vel kamera kaddernahü menazile hatta ade kel urcunil kadiym. Leşşemsü yembeğıy leha en tüdrikel kamera velel leylü sabikun nehar ve küllün fı felekiy yesbehun. Ve ayetül lehüm enna hamelna zürriyyetehüm fil fülkil meşhun. Ve halakna lehüm mim mislihı ma yarkebun. Ve in neşe’ nuğrıkküm fela sariyha lehüm velahüm yünkazun. İlla rahmetem minna ve metaan ila hıyn. Ve iza kıyle lehümütteku ma beyne eydıküm ve ma halfeküm lealleküm türhamun. Ve ma te’tiyhim min ayetim min ayati rabbihim illa kanu anha mu’ridıyn. Ve iza kıyle lehüm enfiku mimma razekakümüllahü kalelleziyne keferu lilleziyne amenu e nut’ımü mel lev yeşaüllahü at’amehu in entüm illa fı dalalim mübın. Ve yekulune meta hazel va’dü in küntüm sadikıyn. Ma yenzurune illa sayhatev vahıdeten te’huzühüm vehüm yehıssımun. Fela yestetıy’une tevsıyetev ve la ila ehlihim yarciun. Ve nüfiha fis suri fe iza hüm minel ecdasi ila rabbihim yensilun. Kalu ya veylena mem beasena mim merkadina haza ma veader rahmanü ve sadekal murselun. İn kanet illa sayhatev vahıdeten feiza hüm cemiy’ul ledeyna muhdarun. Fel yevme la tuzlemü nefsün şey’ev vela tüczevne illa ma küntüm ta’melun. İnne ashabel cennetil yevme fı şüğulin fakihun. Hüm ve ezvacühüm fı zılalın alel eraiki müttekiun. Lehüm fiyha fakihetüv ve lehüm ma yeddeun. Selamün kavlem mir rabbir rahıym. Vemtazül yevme eyyühel mücrimun. Elem a’hed ileyküm ya benı ademe el la ta’büdüş şeytan innehu leküm adüvvüm mübiyn. Ve enı’büduni haza sıratum müstekıym. Ve lekad edalle minküm cibillen kesiyra efelem tekunu ta’kılun. Hazihı cehennemülletı küntüm tuadun. Islevhel yevme bima küntüm tekfürun. El yevme nahtimü ala efvahihim ve tükellimüna eydıhim ve teşhedü ercülühüm bima kanu yeksibun. Velev neşaü letamesna ala a’yünihim festebekus sırata fe enna yübsırun. Velev neşaü le mesahnahüm ala mekanetihim femestetau mudiyyev ve la yarciun. Ve men nüammirhü nünekkishü fil halk efela ya’kılun. Ve ma alemnahüş şı’ra ve ma yembeğıy leh in hüve illa zikruv ve kur’anüm mübiyn. Li yünzira men kane hayyave ve yehıkkal kavlü alel kafirın. E ve lem yerav enna halakna lehüm mimma amilet eydına en’amen fehüm leha malikun. Ve zellelnaha lehüm fe minha rakubühüm ve minha ye’külun. Ve lehüm fiyha menafiu ve meşarib efela yeşkürun. Vettehazu min dunillahi alihetel leallehüm yünsarun. La yestetıy’une nasrahüm vehüm lehüm cündüm muhdarun. Fela yahzünke kavlühüm inna na’lemü ma yüsirrune ve ma yu’linun. Evelem yeral insanü enna halaknahü min nutfetin fe iza hüve hasıymün mübın. Ve darabe lena meselev ve nesiye halkah kale mey yuhyil ızame ve hiye ramım. Kul yuhyıhellezı enşeeha evvele merrah ve hüve bi külli halkın alım. Ellezı ceale leküm mineş şeceril ahdari naran fe iza entüm minhü tukıdun. Eveleysellezı halekas semavati vel erda bi kadirin ala ey yahlüka mislehüm bela ve hüvel hallakul alım. İnnema emruhu iza erade şey’en ey yekule lehu kün fe yekun. Fe sübhanellezı bi yedihı melekutü külli şey’iv ve ileyhi türceun. amin Yasin Duasının Suresinin Türkçe Karşılığı Bismillahirrahmanirrahim Yâ Sîn. Ey Muhammed! Hikmet dolu Kur’an’a andolsun ki sen elbette dosdoğru bir yol üzere peygamber gönderilenlerdensin. Kur’an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir. Andolsun, onların çoğu üzerine o söz azap hak olmuştur. Artık onlar iman etmezler. Onların boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar çenelerine dayanmıştır. Bu sebeple kafaları yukarıya kalkık durumdadır. Biz onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler. Onları uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar. Sen ancak Zikr’e Kur’an’a uyanı ve görmediği halde Rahmân’dan korkan kimseyi uyarırsın. İşte onu bir bağışlanma ve güzel bir mükafatla müjdele. Şüphesiz biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların yaptıklarını ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Biz her şeyi apaçık bir kitapta Levh-i Mahfuz’da bir bir kaydetmişizdir. Ey Muhammed! Onlara, o memleket halkını örnek ver. Hani oraya elçiler gelmişti. Hani biz onlara iki elçi göndermiştik de onları yalancı saymışlardı. Biz de onlara üçüncü bir elçi ile destek vermiştik. Onlar, “Şüphesiz biz size gönderilmiş elçileriz” dediler. Onlar şöyle dediler “Siz de ancak bizim gibi insansınız. Rahmân hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz.” Elçiler ise şöyle dediler “Bizim gerçekten size gönderilmiş elçiler olduğumuzu Rabbimiz biliyor.” “Bize düşen ancak apaçık bir tebliğdir.” Dediler ki “Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşlarız ve bizim tarafımızdan size elem dolu bir azap dokunur.” Elçiler de, “Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi uğursuzluğa uğruyorsunuz?. Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz” dediler. Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi “Ey kavmim! Bu elçilere uyun.” “Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir.” “Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca ona döndürüleceksiniz.” “Onu bırakıp da başka ilahlar mı edineyim? Eğer Rahmân bana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar.” “O taktirde ben mutlaka açık bir sapıklık içinde olurum.” “Şüphesiz ben sizin Rabbinize inandım. Gelin, beni dinleyin!” Kavmi onu öldürdüğünde kendisine “Cennete gir!” denildi. O da, “Keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını bilseydi!” dedi. Kendisinden sonra kavmi üzerine onları cezalandırmak için gökten hiçbir ordu indirmedik. İndirecek de değildik. Sadece korkunç bir ses oldu. Bir anda sönüp gittiler. Yazık o kullara! Kendilerine bir peygamber gelmezdi ki, onunla alay ediyor olmasınlar. Kendilerinden önce nice nesilleri helak ettiğimizi; onların artık kendilerine dönmeyeceklerini görmediler mi? Onların hepsi de mutlaka toplanıp hesap için huzurumuza çıkarılacaklardır. Ölü toprak onlar için bir delildir. Biz onu diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler Meyvelerinden yesinler diye biz orada hurmalıklar, üzüm bağları var ettik ve içlerinde pınarlar fışkırttık. Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi? Yerin bitirdiği şeylerden, insanların kendilerinden ve daha bilemedikleri nice şeylerden, bütün çiftleri yaratanın şanı yücedir. Gece de onlar için bir delildir. Gündüzü ondan çıkarırız, bir de bakarsın karanlık içinde kalmışlardır. Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah’ın takdiridüzenlemesidir. Ayın dolaşımı için de konak yerleri evreler belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi olur. Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. Onların soylarını dolu gemide taşımamız da onlar için bir delildir. Biz onlar için o gemi gibi binecekleri nice şeyler yarattık. Biz istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdat çağrısı yapan olur, ne de kurtarılırlar. Ancak tarafımızdan bir rahmet olarak ve bir süreye kadar daha yaşasınlar diye kurtarılırlar. Onlara, “Önünüzde ve arkanızda olan şeylerden dünya ve ahirette göreceğiniz azaplardan sakının ki size merhamet edilsin” denildiğinde yüz çevirirler. Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmez ki ondan yüz çeviriyor olmasınlar. Onlara, “Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden Allah yolunda harcayın” denildiği zaman, inkar edenler iman edenlere, “Allah’ın, dilemiş olsa kendilerini doyurabileceği kimselere mi yedireceğiz? Siz ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz” derler. “Eğer doğru söyleyenlerseniz bu tehdit ne zaman gelecek?” diyorlar. Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar. Artık ne birbirlerine tavsiyede bulunabilirler ne de ailelerine dönebilirler. Sûra üfürülür. Bir de bakarsın kabirlerden çıkmış Rablerine doğru akın akın gitmektedirler. Şöyle derler “Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı? Bu, Rahman’ın vaad ettiği şeydir. Peygamberler doğru söylemişler.” Sadece korkunç bir ses olur. Bir de bakarsın hepsi birden toplanıp huzurumuza çıkarılmışlardır. O gün kimseye, hiç mi hiç zulmedilmez. Size ancak işlemekte olduğunuz şeylerin karşılığı verilir. Şüphesiz cennetlikler o gün nimetlerle meşguldürler, zevk sürerler. Onlar ve eşleri gölgelerde koltuklara yaslanmaktadırlar. Onlar için orada meyveler vardır. Onlar için diledikleri her şey vardır. Çok merhametli olan Rab’den bir söz olarak kendilerine “Selam” vardır. Allah şöyle der “Ey suçlular! Ayrılın bu gün!” “Ey ademoğulları! Ben size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?” “Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?” “İşte bu, tehdit edildiğiniz cehennemdir.” “İnkar ettiğinizden dolayı bugün girin oraya!” O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder. Eğer dileseydik onların gözlerini büsbütün kör ederdik de bu halde yola koyulmak için didişirlerdi. Fakat nasıl görecekler ki?! Yine eğer dileseydik oldukları yerde başka yaratıklara dönüştürürdük de ne ileri gidebilirler, ne geri dönebilirlerdi. Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz gücünü azaltırız. Hâlâ düşünmeyecekler mi? Biz o Peygamber’e şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da. Ona verdiğimiz ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır. Aklen ve fikren diri olanları uyarması ve kafirler hakkındaki o sözün azabın gerçekleşmesi için Kur’an’ı indirdik. Görmediler mi ki biz onlar için, ellerimizin kudretimizin eseri olan hayvanlar yarattık da onlar bu hayvanlara sahip oluyorlar. Biz o hayvanları kendilerine boyun eğdirdik. Onlardan bir kısmı binekleridir, bir kısmını da yerler. Onlar için bu hayvanlarda daha pek çok yararlar ve içecekler vardır. Hâlâ şükretmeyecekler mi? Belki kendilerine yardım edilir diye Allah’ı bırakıp da ilahlar edindiler. Onlar ilahlar için hizmete hazır asker oldukları halde, ilahlar onlara yardım edemezler. Ey Muhammed! Artık onların sözü seni üzmesin. Çünkü biz onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz. İnsan, bizim kendisini az bir sudan meniden yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir. Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki “Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?” De ki “Onları ilk defa var eden diriltecektir. O her yaratılmışı hakkıyla bilendir.” O, sizin için yeşil ağaçtan ateş yaratandır. Şimdi siz ondan yakıp duruyorsunuz. Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir. Bir şeyi dilediği zaman onun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. amin Dilerseniz Kıtmir Duası ve Salli Barik Duası başlıklı yazılarımızı da okuyabilirsiniz Yasin Suresi Dinle Web Taraycınız bu özelliği desteklemiyor Yasin Suresi Oku Yasin Suresi Türkçe Okunuşu 1. Yâsîn 2. Vel Kur’ân-il hakîm 3. İnneke leminel murselîn 4. Alâ sırâtin mustakîm 5. Tenzîlel azîzirrahîm 6. Litunzira kavmen mâ unzire âbâuhum fehum gâfilûn 7. Lekad hakkal kavlu alâ ekserihim fehum lâ yu’minûn 8. İnnâ cealnâ fî a’nâkihim aglâlen fehiye ilel ezkâni fehum mukmehûn 9. Ve cealnâ min beyni eydîhim sedden ve min halfihim sedden feağşeynâhum fehum lâ yubsirûn 10. Ve sevâun aleyhim eenzertehum em lem tunzirhum lâ yu’minûn 11. innemâ tunziru menittebeazzikra ve haşiyerrahmâne bilgaybi febeşşirhu bimağfiretiv ve ecrin kerîm 12. İnnâ nahnu nuhyil mevtâ ve nektubu mâ kaddemû ve âsârehum ve kulle şey’in ahsaynâhu fî imâmin mubîn 13. Vadrib lehum meselen ashâbel karyeh. İz câehel murselûn 14. İz erselnâ ileyhi musneyni fekezzebûhumâ fe azzeznâ bisâlisin fekâlû innâ ileykum murselûn 15. Kâlû mâ entum illâ beşerun mislunâ vemâ enzelerrahmânu min şey’in in entum illâ tekzibûn 16. Kâlû rabbunâ ya’lemu innâ ileykum lemurselûn 17. Vemâ aleynâ illel belâgul mubîn 18. Kâlû innâ tetayyernâ bikum lein lem tentehû le nercumennekum vele yemessennekum minnâ azâbun elîm 19. Kâlû tâirukum meakum ein zikkirtum bel entum kavmun musrifûn 20. Vecâe min aksalmedineti raculun yes’â kâle yâ kavmittebiul murselîn 21. İttebiû men lâ yeselukum ecran ve hum muhtedûn 22. Vemâ liye lâ a’budullezî fetarenî ve ileyhi turceûn 23. Eettehizu min dûnihî âliheten in yuridnirrahmânu bi-durrin lâ tuğni annî şefâatuhum şey’en velâ yunkizûn 24. İnnî izen lefî dalâlin mubîn 25. İnnî âmentu birabbikum fesmeûn 26. Kîledhulil cennete, kâle yâleyte kavmî yâ’lemûn 27. Bimâ gaferelî rabbî ve cealenî minel mukremîn 28. Vemâ enzelnâ alâ kavmihî min badihî min cundin minessemâi vemâ kunnâ munzilîn 29. İn kânet illâ sayhaten vâhideten feizâhum hâmidûn 30. Yâ hasreten alel ibâdi mâ ye’tîhim min resûlin illâ kânûbihî yestehziûn 31. Elem yerev kem ehleknâ kablehum minel kurûni ennehum ileyhim lâ yerciûn 32. Ve in kullun lemmâ cemî’un ledeynâ muhdarûn 33. Ve âyetun lehumul ardul meytetu ahyeynâhâ ve ahrecnâ minhâ habben fe minhu ye’kulûn 34. Ve cealnâ fîhâ cennâtin min nahîliv ve a’nâb ve feccernâ fîha minel uyûn 35. Liye’kulû min semerihî vemâ amilethu eydîhim efelâ yeşkurûn 36. Subhânnellezî halekal ezvâce kullehâ mimmâ tunbitul ardu ve min enfusihim ve mimmâ lâ ya’lemûn 37. Ve âyetun lehumulleyu neslehu minhunnehâre fe izâhum muzlimûn 38. Veşşemsu tecrî limustekarrin lehâ zâlike takdîrul azîzil alîm 39. Velkamere kaddernâhu menâzile hattâ âdekel urcûnil kadîm 40. Leşşemsû yenbegî lehâ en tudrikel kamere velelleylu sâbikunnehâr ve kullun fî felekin yesbehûn 41. Ve âyetul lehum ennâ hamelnâ zurriyyetehum fil fulkil meşhûn 42. Ve halâknâ lehum min mislihî mâ yarkebûn 43. Ve in neşe’ nugrıkhum felâ sarîha lehum velâhum yunkazûn 44. İllâ rahmeten minnâ ve metâan ilâ hîn 45. Ve izâ kîle lehumuttekû mâ beyne eydîkum vemâ halfekum leallekum turhamûn 46. Vemâ te’tîhim min âyetin min âyâti rabbihim illâ kânû anhâ mu’ridîn 47. Ve izâ kîle lehum enfikû mim mâ rezakakumullâhu, kâlellezîne keferû, lillezîne âmenû enut’ımu menlev yeşâullâhu et’ameh, in entum illâ fî dalâlin mubîn 48. Ve yekûlûne metâ hâzel va’du in kuntum sâdikîn 49. Mâ yenzurûne illâ sayhaten vâhideten te’huzuhum vehum yehissimûn 50. Felâ yestetîûne tavsıyeten velâ ilâ ehlihim yerciûn 51. Ve nufiha fîssûri feizâhum minel ecdâsi ilâ rabbihim yensilûn 52. Kâlû yâ veylenâ men beasena min merkadina hâzâ mâ veaderrahmânu ve sadekal murselûn 53. İn kânet illâ sayhaten vâhideten feizâ hum cemî’un ledeynâ muhdarûn 54. Felyevme lâ tuzlemu nefsun şeyen velâ tuczevne illâ mâ kuntum tâ’melûn 55. İnne ashâbel cennetil yevme fîşuğulin fâkihûn 56. Hum ve ezvâcuhum fî zılâlin alel erâiki muttekiûn 57. Lehum fîhâ fâkihetun ve lehum mâ yeddeûn 58. Selâmun kavlen min rabbin rahîm 59. Vemtâzul yevme eyyuhel mucrimûn 60. Elem a’hed ileykum yâ benî âdeme en lâ tâ’buduşşeytân innehû lekum aduvvun mubîn 61. Ve enî’budûnî, hâzâ sırâtun mustekîm 62. Ve lekad edalle minkum cibillen kesîran efelem tekûnû ta’kılûn 63. Hâzihî cehennemulletî kuntum tûadûn 64. lslevhel yevme bimâ kuntum tekfurûn 65. Elyevme nahtimu alâ efvâhihim ve tukellimunâ eydîhim ve teşhedu erculuhum bimâ kânû yeksibûn 66. Velev neşâu letamesnâ alâ a’yunihim festebekus sırâta fe ennâ yubsirûn 67. Velev neşâu lemesahnâhum alâ mekânetihim femestetâû mudıyyev velâ yerciûn 68. Ve men nuammirhu nunekkishu filhalkı, efelâ ya’kilûn 69. Ve mâ allemnâhuşşi’ra vemâ yenbegî leh in huve illâ zikrun ve kur’ânun mubîn 70. Liyunzira men kâne hayyen ve yehıkkal kavlu alel kâfirîn 71. Evelem yerav ennâ halaknâ lehum mimmâ amilet eydîna en âmen fehum lehâ mâlikûn 72. Ve zellelnâhâ lehum feminhâ rekûbuhum ve minhâ ye’kulûn 73. Ve lehum fîhâ menâfiu ve meşâribu efelâ yeşkurûn 74. Vettehazû min dûnillâhi âliheten leallehum yunsarûn 75. Lâ yestetîûne nasrahum ve hum lehum cundun muhdarûn 76. Felâ yahzunke kavluhum. İnnâ na’lemu mâ yusirrûne vemâ yu’linûn 77. Evelem yeral insânu ennâ halaknâhu min nutfetin feizâ huve hasîmun mubîn 78. Ve darebe lenâ meselen ve nesiye halkah kale men yuhyil izâme ve hiye ramîm 79. Kul yuhyihellezî enşeehâ evvele merrah ve huve bikulli halkın alîm 80. Ellezî ceale lekum mineşşeceril ahdari nâren feizâ entum minhu tûkidûn 81. Eveleysellezî halakassemâvati vel arda bikâdirin alâ ey yahluka mislehum, belâ ve huvel hallâkul alîm 82. İnnema emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehû kun, feyekûn 83. Fesubhanellezî biyedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûn. İlgili Yazılar Ayetel Kürsi Anlamı, Okunuşu ve Tefsiri Asr Suresi, Asr suresinin anlamı ve tefsiri ile okunuşu, Vel Asr Sûresi Maun Suresi, Maun suresi ve anlamı, Tefsiri ile okunuşu, Eraeytellezi Suresi Namaz surelerinin okunuş sırası tablosu Zammı sureler Kevser Suresi, Kevser suresinin anlamı ve tefsiri ile okunuşu, İnna atayna suresi Nas Suresi, Nas suresi anlamı ve Arapça okunuşu Hümeze Suresi, Hümeze Suresi anlamı, okunuşu, meali ve tefsiri. Hümeze suresi ezberle

yasin suresi dilek için nasıl okunur