yunus emre bacım sultan ile evlendi mi
naskah drama 9 orang tentang kehidupan remaja. Arifler ölmez, ma'rûf olur. Aşıklar ölmez, ma'şûk olur. Anadolu'nun yetiştirdiği en büyük arif ve aşıklardan biri de Yunus Emre Hazretleri'dir. Peki Yunus Emre Hazretleri kimdir?Gönül sultanlarımızdan Yûnus Emre Hazretleri, Müslüman Anadolu’nun hak ve hakîkat erlerinin başında gelir. YUNUS EMRE HAZRETLERİ'NİN HAYATI Onun doğumu, ölümü ve hayatına dâir mâlûmatlar, ekseriyetle belirsizlik arz eder. Bununla birlikte bir hayli uzun ömür sürmüş olduğu ve Sivrihisar’ın kuzeyinde Sarıköy’de yaşadığı rivâyet edilir. Umûmiyetle onun hakkında bilinenler, muhtelif menkıbeler ve şiirlerindeki ipuçlarından ibarettir. YUNUS EMRE'Yİ ÖLÜMSÜZ KILAN NEYDİ ? Yûnus Emre Hazretleri, hem tasavvuf hem de onu ifâde yolunda kullandığı şiir dünyası bakımından eşsiz bir zenginliğe sahip bir dehâ olarak büyük bir çığır açmıştır. Onun Allâh’a dâvet sesi, gönülleri yoğuran nefesi ve yücelere giden ulvî hamlesi, hâlâ devam etmektedir. O, birçok hak dostunda olduğu gibi fânî vücûdunun toprağa konulmasıyla tarih sahnesinden silinmemiş ve gönüllerdeki feyizli ve rûhânî tasarrufu devam edegelmiştir. Bu yönüyle o, gönül iklîminde gark olduğu ve nasipli idraklere de ikram ettiği âb-ı hayat sâyesinde fânîlik sınırlarını aşarak ebedîleşmiştir. Yûnus Emre Hazretleri’nin yaşadığı devir, Moğol istilâları neticesinde Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılışı, bu yıkılışın ortaya çıkardığı ictimâî buhran devirleri ile yeniden silkinip ayağa kalkma hamle ve gayretlerinin hummâlı faâliyetlerinin yapıldığı zamanlara rastlar ve Osman Gâzi devrini de içine alır. Kısaca Yûnus Emre Hazretleri’nin yaşadığı devirde büyük yıkılış, daha büyük bir kuruluşa doğru hızlı bir seyir takip etmiştir ki, bunun en birinci âmilleri de tasavvuf erbâbı hak dostları silsilesi olmuştur. Fertler gibi milletlerin hayatları da biteviye dümdüz bir çizgi hâlinde devam etmeyip zaman zaman iniş ve çıkışlar arz eder. Felâket ve saâdet zamanları, tarih içinde tabiattaki dağ silsileleri gibi birbirlerini takip edip giderler. Maşerî vicdânı karşı konulması güç bir felâket karşısında teskîn edecek kâmil ruhlar, onlara tevekkül ve metânet aşılamak husûsunda büyük bir rol oynarlar. Bunlar, felâketlerin açtığı yaraları zâhir plânda sarmaya veya ıztırâbını hafifletmeye vesîle olan millî kahramanlar kadar ve hattâ bâzen onlardan daha derin ve devamlı bir hizmet îfâ ederler. İşte Yûnus Emre de bunlardandır. Öyle ki, bu mümtaz ruhlar, değer ve tesirleri itibârıyla sıraya girseler, hiç şüphesiz ki birinci sırada yer alan şahsiyet, Yûnus Emre olur. Zira o, diğer mânevî rehberlerin, îmânı gönüllerde yaşanan bir hayat ve ebediyet iksiri hâline getirme gayretlerine ilâveten vâsıl-ı ilâllâh vecd ve aşkını sâde olduğu kadar muhteşem de olan bir sanat şâhikasıyla, yani sehl-i mümtenî tarzındaki eşsiz şiirleriyle kendi zamanının ve insanının daha da ötelerine ulaştırmıştır. Yûnus Emre Hazretleri, bir yandan zâhirî yaraları sararken bir yandan da bâtınî bâtıl cereyanların Anadolu insanında açtığı gedikleri kapatmış ve ilâhî aşkı, İslâm’ın ulvî ve lâhûtî âleminden aksettiği şekliyle halka yansıtmıştır. O, bu yönüyle Anadolu’nun âdeta Ahmed-i Yesevî’si hüviyetiyle tebârüz etmektedir. Şu kadar ki, Ahmed-i Yesevî ile başlayan tasavvuf edebiyatı, Yûnus’ta en zirveye ulaşmış ve husûsiyle bu edebiyâtın en üstün şâiri olma sıfatı da Yûnus’un olmuştur. 'BİZİM YUNUS'UN' İLMİ HÜVİYETİ NEYDİ? Yûnus Emre, şiirlerinden anlaşıldığı üzere iyi bir tahsil görmüştür. O, Kur’ân-ı Kerîm’e vâkıf, tefsîr, hadîs, fıkıh gibi İslâmî ilimlere âşinâ bir kimsedir. ’yi çok iyi kullanmanın yanında Arapça ve Farsça’yı da bildiği, yine şiirlerinden anlaşılmaktadır. Yûnus’un okuma-yazma bilmediğine dâir beyitleri ise, aslında onun tevâzû hâlini yansıtan ifâdeleridir. Zira o, Kur’ân-ı Kerîm’den, hadîs-i şerîflerden ve bir kısım kelâm-ı kibârdan mazmunlar kullanmaktadır. Mevlânâ’nın Mesnevî’sini okumuş ve şöyle demiştir Mevlânâ Hudâvendigâr bize nazar kılalı, O’nun görklü nazarı, gönlümüz aynasıdır!.. Ayrıca Yûnus Emre Hazretleri’nin, Doğu’nun hakîm şâiri Sâdî’nin bir gazelini nazmen Türkçe’ye çevirmesi de, onun ilmî hüviyeti hakkında fikir veren bir mâlûmattır. Kaynak Osman Nûri Topbaş, Âbide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle Osmanlı, Erkam Yayınları İslam ve İhsan
Sevelim sevilelim, Dünya kimseye kalmaz!" Taptuk Emre'nin iki gözünün bebeği bir kızı vardı. Özellikle sabrını ve düzenini takdir ettiği kızını Yunus Emre ile 5, 2018İçindekiler1 Taptuk Emre nin kızı kiminle evlendi?2 Taptuk Emrenin kaç kızı var?3 Molla Kasım kiminle evlendi?4 Yunus Emre derviş mi?5 Yunus Emre Yıldırımer ve eşi Kim?6 Taptuk Emre kızı Zahide kimdir?7 Taptuk Emre kimin öğrencisi?Taptuk Emre nin kızı kiminle evlendi?Bacım Sultan, Yunus Emre'nin şeyhi Taptuk Emre'nin kızı. Bugün Eskişehir Ankara sınırında, Nallıhan ilçesi sınırlarında kalan Tekke köyüne gelin gitmiş. Hubyar Sultan isimli saygı duyulan biriyle Emrenin kaç kızı var?Taptuk Emre'nin Bacım Sultan adında bir kızı vardı. Taptuk adının anlamı Tapduk, Türk ve Altay mitolojisinde yer alan söylencesel kahramandır. Tapdık Taptık, Taptuk da Kasım kiminle evlendi?Molla Kasım ile Yunus arasındaki anlaşmazlıklar had safhaya ulaşmıştır. Bu anlaşmazlıkların üzerine Molla Kasım, Bacım Sultan'a evlenme teklif Emre derviş mi?Yunus Emre derviş kisvesiyle tasavvufi görüşünü yaymak için Anadolu' ya, İran' a ve Azerbaycan' a seyahat etmiştir. Anadolu' da Sivas, Kayseri, Nahçıvan, Maraş, Tebriz, Şiraz, Şam gibi kültür merkezi şehirlere de seyahat Emre Yıldırımer ve eşi Kim?Melissa YıldırımerYunus Emre Yıldırımer / Eşi e. 2012Taptuk Emre kızı Zahide kimdir?Zahide Yunus Emre Aşkın Yolculuğu dizisinin yeni karakteri… Zahide Yunus Emre Aşkın Yolculuğu dizisinin yeni karakteri yörenin beyi Candaroğlu Argun Bey'in genç ve güzeller güzeli karısıdır. Bir müneccime gelmiştir Nallıhan'a ve ona gitmek istemekte yanında da arkadaşı Bacım'ı Emre kimin öğrencisi?Tapduk Emre, Hacı Bektaş Veli, Mevlâna ile aynı çağda yaşamıştır. Tapduk Emre ile ilgili bilgiler oldukça azdır. Hâlbuki Tapduk Emre, Yunus Emre'nin hocasıdır. Yunus Emre gibi bir Ulu şahsiyeti yetiştirmiştir.
Haberler > Yunus Emre Kimdir? Hangi Dönem Yaşamıştır? Yunus Emre'nin Hayatı, Şiirleri, Eserleri - 1438 Yunus Emre 1240 - 1334 yılları arasında yaşadığı söylenen büyük bir şair ve halk ozanıdır. Nerede doğduğu tam olarak bilinmemekle birlikte bazı kaynaklarda Anadolu'ya Doğu'dan gelen Türk oymaklarından birine bağlı olduğu dilinin zenginliklerinden beslenip yazdığı şiirler, yüzyıllar boyunca gücünden bir şey yitirmemiştir. Halkın sorunlarını da şiirlerinde dile getiren Yunus Emre, şiirleriyle halka, kendine inanma, gerçeği kendinde bulma gücünü kazandırmaya, ilgisini yaşama çekmeye çalıştı. Her ırk, din ve inanıştan insan için beslediği insan sevgisi, ona evrensel bir kimlik kazandırmıştır. Tasavvuf yorumunu benimseyen Yunus Emre'nin büyük bir gözlem yeteneği, derin bir hoşgörü anlayışı vardır. Şiirlerini hece ölçüyle yazmıştır. Ancak aruz denemelerine de yer vermiştir. Hece ölçüsüyle yazdığı dörtlüklerin dışında yine hece ile beyitler ve gazeller de yazmıştır. Dili saf Türkçe değildir. Yer yer Arapça ve Farsça tamlamalar kullanmıştır. Sağlığında düzenlediği divanı bulunmamaktadır. Günümüzdeki divanları derlemedir. Bütün eserlerinin sonradan toplandığı Divan ve Risaletü'n-Nushiye Öğüt Kitapçığı adında 2 kitabı bulunmaktadır. 1991 yılı, UNESCO tarafından Yunus Emre'nin doğumunun 750. yılı olarak anılmıştır. Bana Seni Gerek Seni Aşkın aldı benden beni Bana seni gerek seni Ben yanarım dün ü günü Bana seni gerek seni Ne varlığa sevinirim Ne yokluğa yerinirim Aşkın ile avunurum Bana seni gerek seni Aşkın aşıklar oldurur Aşk denizine daldırır Tecelli ile doldurur Bana seni gerek seni Aşkın şarabından içem Mecnun olup dağa düşem Sensin dünü gün endişem Bana seni gerek seni Sufilere sohbet gerek Ahilere ahret gerek Mecnunlara Leyla gerek Bana seni gerek seni Eğer beni öldüreler Külüm göğe savuralar Toprağım anda çağıra Bana seni gerek seni Cennet cennet dedikleri Birkaç köşkle birkaç huri İsteyene ver anları Bana seni gerek seni Yunus'dürür benim adım Gün geçtikçe artar odum İki cihanda maksudum Bana seni gerek seni Adem Oğlu Miskin Adem oğlanı,nefse zebun olmuşdurHayvan canavar gibi,otlamağa kalmıştırHergiz ölümün sanmaz,ölesi günin anmazBu dünyadan usanmaz,gaflet önin almışdurOğlanlar öğüt almaz,yiğitler tevbe kılmazKocalar taat kılmaz,sarp rüzgar olmuşturBeğler azdı yolundan,bilmez yoksul halinden Çıktı rahmet gölünden,nefs gölüne dalmışdurYunus sözi alimden,zinhar olma zalimdenKorkadurın ölümden,cümle doğan ölmüşdür. Aşk İşitin ey yârenler, Kıymetli nesnedir aşk. Değmelere bitinmez, Hürmetli nesnedir aşk. Hem cefadır hem safâHamza'yı attı Kaf' iledir Mustafa,Devletli nesnedir düşer kül eyler, Gönüllere yol eyler, Sultanları kul eyler, Hikmetli nesnedir aşk. Kime kim vurdu ok? Gussa ile kaygu yok. Feryad ile âhı çok, Firkatli nesnedir aşk. Denizleri kaynatır, Mevce gelir oynatır. Kayaları söyletir, Kuvvetli nesnedir aşk. Akılları şaşırır,Deryalara ciğer pişirir,Key odlu nesnedir Yunus n'eylesin? Derdin kime söylesin? Varsın dostu toylasın, Lezzetli nesnedir aşk. Ah Ölüm Yalancı dünyaya konup göçenlerNe söylerler ne bir haber verirlerÜzerinde türlü otlar bitenlerNe söylerler ne bir haber verirlerKiminin başında biter ağaçlarKiminin başında sararır otlarKimi masum kimi güzel yiğitlerNe söylerler ne bir haber verirlerToprağa gark olmuş nazik tenleriSöylemeden kalmış tatlı dilleriGelin duadan unutman bunlarıNe söylerler ne bir haber verirlerYunus derki gör taktirin işleriDökülmüştür kirpikleri kaşlarıBaşları ucunda hece taşlarıNe söylerler ne bir haber verirler Çağırayım Mevlâm Seni Dağlar ile taşlar ileÇağırayım Mevlâm seniSeherlerde kuşlar ileÇağırayım Mevlâm seniSular dibinde mâhiyleSahralarda âhû ileAbdal olup yâhû ileÇağırayım Mevlâm seniGök yüzünde İsâ ileTûr dağında Mûsâ ileElimdeki asâ ileÇağırayım Mevlâm seniDerdi öküş Eyyûb ileGözü yaşlı Ya’kûb ileOl Muhammed mahbûb ileÇağırayım Mevlâm seniHamd ü şükrullah ile,Vasf-ı Kulhüvallah ileDaima zikrullah ile,Çağırayım Mevlam seni Bilmişim dünya haliniTerk ettim kıyl ü kâliniBaş açık ayak yalınıÇağırayım Mevlâm seniYûnus okur diller ileOl kumru bülbüller ileHakkı seven kullar ileÇağırayım Mevlâm seni Yusuf'u Kaybettim Yusuf'u kaybettim Kenan ilindeYusuf bulunur, Kenan bulunmazBu aklı fikr ile Leyla bulunmazBu ne yaredir ki çare bulunmazAşkın pazarında canlar satılırSatarım canımı alan bulunmazYunus öldü deyu selan verirlerÖlen beden imiş, aşıklar ölmez Gel Gör Beni Aşk Neyledi Ben yürürüm yana yanaAşk boyadı beni kanaNe âkilem ne divaneGel gör beni aşk neylediGâh eserim yeller gibiGâh tozarım yollar gibiGâh akarım seller gibiGel gör beni aşk neylediAkar suların çağlarımDertli ciğerim dağlarımŞeyhim anuban ağlarımGel gör beni aşk neylediYa elim al kaldır beniYa vaslına erdir beniÇok ağlattın güldür beniGel gör beni aşk neylediBen yürürüm ilden ileŞeyh anarım dilden dileGurbette halim kim bileGel gör beni aşk neylediMecnun oluban yürürümOl yâri düşte görürümUyanıp melûl olurumGel gör beni aşk neylediMiskin Yunus biçareyimBaştan ayağa yareyimDost elinde avareyimGel gör beni aşk neyledi Yürü Yürü Yalan Dünya Yürü yürü yalan dünyaYalan dünya değil misinYedi kez boşalıp yineDolan dünya değil misinBir od bıraktı özümeDuman girdi gözümeBu gözle bugün yüzümeGülen dünya değil misinBir od bıraktın vay dileTutuştum yandın dert ileKıyamete bir kurt ileKalan dünya değil misinNide idim dağlar aşıpDağlar aşıp sular geçipHavanın önüne düşüpYelen dünya değil misinYunus Emre'm sür sefayıSür sefayı çek cefayıOl Muhammed Mustafa'yıAlan dünya değil misin Bir Kez Gönül Yıktınısa Bir kez gönül yıktınısaBu kıldığın namaz değilYetmiş iki millet dahiElin yüzün yumaz değilBir gönülü yaptınısaEr eteğin tuttunusaBir kez hayır ettiniseBinde bir ise az değilYol odur ki doğru varaGöz odur ki Hakk'ı göreEr odur alçakta duraYüceden bakan göz değilErden sana nazar olaİçin dışın pür nur olaBelî kurtulmuştan olaŞol kişi kim gammaz değilDoğru yola gittin iseEr eteğin tuttunusaBir hayır dua ettiniseBirine bindir az değilYunus bu sözleri çatarSanki balı yağa katarHalka meta'ların satarYükü gevherdir tuz değil Biz Kimseye Kin Tutmayız Biz kimseye kin tutmayızAğyar dahi dosttur bizeKanda ıssızlık var iseMahalle vü şardır bizeAdımız miskindir bizimDüşmanımız kindir bizimBiz kimseye kin tutmayızKamu âlem birdir bizeVatan bize cennetdürürYoldaşımız Kak'dürürHak'tan yana yönelicekBaşka yollar dardır bizeDünya bir avrattır karıYoldan iltir niceleriSürün gitsin öyleleriOnu sevmek ardır bizeDünya haramdır haslaraHelal olmuş nekeslereBiz dünyayı dost tutmayızOl dünya murdardır bizeYunus eydür Allah derizAllah ile kapılmışızDergâhına yüz tutubanHemen bir ikrardır bize Çıktım Erik Dalına Çıktım erik dalınaAnda yedim üzümüBostan ıssı kakıyıpDer ne yersin kozumuUğruluk yaptı banaBühtan eyledim onaÇerçi de geldi aydırHani aldın gözgünüKerpiç koydum kazanaPoyraz ile kaynattımNedir diye soranaBandım verdim özünüİplik verdim cullahaSarıp yumak etmemişBecid becid ısmarlarGelsin alsın beziniBir serçenin kanadınKırk katıra yüklettimÇift dahi çekemediŞöyle kaldı kazınıBir sinek bir kartalıSalladı vurdu yereYalan değil gerçektirBen de gördüm tozunuBir küt ile güreştimElsiz ayağım aldıGüreşip basamadımGövündürdü özümüKafdağı'ndan bir taşıŞöyle attılar banaÖylelik yola düştüBozayazdı yüzümüBalık kavağa çıkmışZift turşusun yemeğeLeylek koduk doğurmuşBaka şunun sözünüGözsüze fısıldadımSağır sözüm işitmişDilsiz çağırıp söylerDilimdeki sözümüBir öküz boğazladımKakladım sere kodumÖküz ıssı geldi derBoğazladım kazımıBundan da kurtulmadımNideyim bilemedimBir çerçi de geldi derKanı aldın gözgümüTosbağaya sataştımGözsüz sepek yoldaşıSordum sefer nereyeKayseri'ye âzimiYunus bir söz söylemişHiçbir söze benzemezMünafıklar elindenÖrter mâ'na yüzünü Dervişlik Dedikleri Dervişlik dedikleriHırka ile taç değilGönlün derviş eyleyenHırkaya muhtaç değilHırkanın ne suçu varSen yoluna varmazsanVargıl yolunca yürüEr yolu kalmaç değilDirsin Şeyh'in aşkınaYalın ayak başı açıkEr var dirlik dirlikmişYalın ayak aç değilDurmuş marifet söylerErene Yunus EmremYol eriyle yoldadırYolsuza yoldaş değil Dolap Niçin İnilersin Dolap niçin inilersin Derdim vardır inilerim Ben Mevla'ya âşık oldum Anın için inilerimBenim adım dertli dolap Suyum akar yalap yalap Böyle emreylemiş Çalap Derdim vardır inilerimBeni bir dağda buldular Kolum kanadım yoldular Dolaba layık gördüler Derdim var inilerimBen bir dağın ağacıyım Ne tatlıyım ne acıyım Ben Mevla'ya duacıyım Derdim vardır inilerimDağdan kestiler hezenim Bozuldu türlü düzenim Ben bir usanmaz ozanım Derdim var inilerimDülgerler her yanım yoldu Her azam yerine kondu Bu iniltim Haktan geldi Derdim vardır inilerimSuyum alçaktan çekerim Dönüp yükseğe dökerim Görün ben neler çekerim Derdim vardır inilerimYunus bunda gelen gülmez Kişi muradına ermezBu fanide kimse kalmaz Derdim var inilerim Elhamdülillah Haktan gelen şerbeti içtik elhamdülillah Şol kudret denizini geçtik elhamdülillah Şol karşıki dağları meşeleri bağları Sağlık sefalık ile geçtik elhamdülillah Kuruyuduk yaş olduk ayak olduk baş oldukKanatlandık kuş olduk uçtuk elhamdülillahVardığımız illere şol sefa gönüllere Baba Tapduk ma'nisin saçtık elhamdülillah Beri gel barışalım yâd isen bilişelim Atımız eğerlendi eştik elhamdülillah İndik Rum'u kışladık çok hayr ü şer işledik Uç bahar geldi geri göçtük elhamdülillah Dirildik pınar olduk ırıldık ırmak olduk Aktık denize daldık taştık elhamdülillah Taptuğun tapusunda kul olduk kapusunda Yunus miskin çiğ idik piştik elhamdülillah Evvel Bahar Olmayınca Evvel bahar olmayıncaKızıl gül açılmaz imişKızıl gül açılmayıncaBülbül zârı kılmaz imişBülbül hevestir ötmeğeGüle sarmaşıp yatmağaBağban kasdeyler satmağaGül kadrini bilmez imişBre bağban satma gülüHaramdır akçesi puluİnletme âşık bülbülüGözün yaşı dinmez imişYılda bir kez hayvanlaraAş yeli eser bunlaraKimi âdem hayvan olurHayvan âşık olmaz imişÂşık olamıyan âdemBenzerimiş bir ağacaAğaç yemiş vermeyinceBudağı eğilmez imişYunus Emre'm hey biçareYârdan ayrıldın âvareYârdan ayrılmayınca dostYâr kadrini bilmez imiş Evvel Benem Ahir Benem Evvel benem ahir benemCanlara can olan benemAzıp yolda kalmışlaraHazır medet eden benemBir karara tuttum kararBenim sırrıma kim ererGözsüz beni nerde görerGönüllere giren benemKün deminde nazar edenBir nazarda dünya düzenKudretinden han döşeyipAşka bünyad olan benemDüz döşedim bu yerleriBaskı kodum bu dağlarıSayvan gerdim bu gökleriYeri sonra düren benemHalk içinde dirlik düzenDört kitabı doğru yazanAk üstüne kara dizenOl yazdığı Kur'an benemDost ile birliğe yetenBuyruğu neyise tutanMülk eyleyip dünya düzenO bahçıvan hemen benemBen bu yere buyuracakYeryüzüne gün vuracakUlu deniz mevc urucakGemiye yol bulan benemDiller damaklar şaşıranAşk kazanın taşıranHamza'yı Kaf'tan aşıranO ağulu yılan benemYunus değil bunu diyenKendiliğidir söyleyenMutlak kâfir inanmayanEvvel ahir zaman benem Gayrıdır Her Milletten Bu Bizim Milletimiz Gayrıdır her millettenBu bizim milletimizHiç dinde bulunmadıDin ü diyanetimizBu din ü diyanetteYetmiş iki milletteBu dünya ol ahretteAyrıdır âyâtımızZahir suya banmadanEl ayak deprenmedenBaş sücuda ermedenKılınız taatımızNe Kâbe ne de mescidNe rükû ne de sücudHak ile daim becidOlur münacatımızGer Kâbe'ye varalımGer mescide girelimGer suyuyla yunalımÇün bile illetimizSu ne kadar arıdaÇün yavuz fi'lşin seninMeğer bizi pâk edeHak'tan inayetimizKimin sözün kim bileAkıl ermez bu hâleYarın anda bell'olaMüslüman mürtedimizYunus canın yenileKim dostluğun anılaAşk ile dinlerisenBilesin kudretimiz Gel Dosta Gidelim Gönül Yoldaş olalım ikimizGel dosta gidelim gönülHaldaş olalım ikimizGel dosta gidelim gönülGel gidelim can durmadanSuret terkini urmadanAraya düşman girmedenGel dosta gidelim gönülGel gidelim kalma ırakDost için kalalım yaragŞeyh'in katındadır durakGel dosta gidelim gönülTerk edelim ili şarıDost için kılalım zarıEle getirelim yâriGel dosta gidelim gönülBu dünyaya kanmayalımFanidir aldanmayalımBir iken ayrılmayalımGel dosta gidelim gönülBiz bu cihandan geçelimO dost iline uçalımArzu hevadan geçelimGel dosta gidelim gönülKılavuz olgıl sen banaYönelelim dosttan yanaBakmayalım önden sonaGel dosta gidelim gönülBu dünya olmaz payidarAç gözünü canın uyarOlgıl bana yoldaş u yârGel dosta gidelim gönülÖlüm haberi gelmedenEcel yakamız almadanAzrail hamle kılmadanGel dosta gidelim gönülGerçek erene varalımHakk'ın haberin soralımYunus Emre'yi alalımGel dosta gidelim gönül Geldi Geçti Ömrüm Benim Geldi geçti ömrüm benim şol yel esip geçmiş gibiHele bana şöyle geldi şol göz yumup açmış gibiİşbu söze Hak tanıktır bu can gövdeye konukturBir gün ola çıka gide kafesten kuş uçmuş gibiMiskin âdem oğlanını benzetmişler ekinciyeKimi biter kimi yiter yere tohum saçmış gibiBu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özümYiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibiBir hastaya vardın ise bir içim su verdin iseYarın anda karşı gele Hak şarabın içmiş gibiBir miskini gördün ise bir eskice virdün iseYarın anda sana gele Hak libâsın biçmiş gibiYunus Emre bu dünyada iki kişi kalur derlerMeğer Hızır İlyas ola abı hayat içmiş gibi Kalanlara Selam Olsun Bu dünyadan gider oldukKalanlara selam olsunBizim için hayır duaKılanlara selam olsunEcel büke belimiziSöyletmeye dilimiziHasta iken halimiziSoranlara selam olsunTenim ortaya açılaYakasız gömlek biçileBizi bir asân vechileYuyanlara selam olsunAzrail alır canımızKurur damarda kanımızYuyacağın kefenimizSaranlara selam olsunSelâ verile kastımızaGider olduk dostumuzaNamaz için üstümüzeDuranlara selam olsunDünyaya gelenler giderHergiz gelmez yola giderBizim halimizden haberSoranlara selam olsunMiskin Yunus söyler sözünYaş doldurmuş iki gözünBizi bilmeyen ne bilsinBilenlere selam olsun
Başrollerinde Gökhan Atalay ve Payidar Tüfekçioğlu gibi isimleri barındıran Yunus Emre 43. son bölüm ile dün ekrana geldi. Yapımcılığını Mehmet Bozdağ'ın üstlendiği dizi Yunus Emre bomba gibi bir bölümle ekranlara geldi. Yunus Emre 44. bölüm ile final yapma kararı EMRE SON BÖLÜMDE NELER OLDU?TRT 1 ekranlarının ilgiyle izlenen dizisi Yunus Emre Aşkın Yolculuğu’nun 43. Bölümünde Yıllar geçmiş, Molla Kasım, kendi dergâhını kurmuştur. Saygın bir şeyh olmuştur. Molla Kasım, yıllar sonra Nallıhan’a döner. Tapduk Emre dergâhına gider. Dergâh, virane bir yer haline gelmiş, Tapduk Emre otuz yıl önce vefat etmiştir. Molla Kasım, adım adım dergâhı gezer. Yunus’un odasına girer. Derviş Âdem Efendi’nin yazdıklarının bulur. Âdem Efendi’nin yazdıkları bilinmeyen her şeyi gün yüzüne çıkaracaktır. Geçmişte Molla Kasım dergâhı terk ettikten sonra, Yunus da dergâhtan ayrılarak diyar diyar dolaşmıştır. Dervişlik merhalelerini aşmak için çıktığı bu uzun yolculuktan Tapduk Emre dergâhına geri dönmüştür. Tapduk Emre’yi ziyarete gelmiştir. Ancak, Tapduk Emre’nin gözleri kör olmuştur. Bir de Yunus adı ona hiç kimseyi hatırlatmaz. Yunus, Tapduk Emre’nin onu tanımamasından dolayı adeta 1 ekranlarının sevilen dizisi Yunus Emre Aşkın Yolculuğu’nda bu hafta; Molla Kasım, Âdem Efendi’nin yazdıklarından, başka hangi bilgileri öğrenecektir? Bu yazılar, hangi sürpriz bilgiyi ortaya çıkaracaktır? Tapduk Emre dergâhı nasıl virane bir yer haline gelmiştir? Tapduk Emre, Yunus’u gerçekten tanımamış mıdır? Yunus, bu olaydan sonra ne yapmıştır? Yunus’un akıbeti ne olmuştur? Tüm bu soruların cevabı Yunus Emre Aşkın Yolculuğu 43. bölümde yer EMRE FİNAL FRAGMANIYunus Emre Aşkın Yolculuğu İkinci Sezon Genel HikâyesiYunus Emre Aşkın Yolculuğu dizisinde Yunus’un dergâhtan kovuluşunun üzerinden aylar geçmiştir. O günden beridir ne bir gören olmuştur onu, ne de bir halini zamanlarda dergâhta ise Tapduk Emre’nin hastalığından dolayı Molla Kasım her manada işleri devralmıştır. Dergâhın ve vakfiyelerin işleri, ürünün satılıp paraların tahsil edilmesi gibi işler bütün vaktini almaktadır Molla’nın. Her ne kadar yorulsa etse de halinden memnundur çünkü artık dergâhta ve dergâhtan aldığı güçle Nallıhan’da yeni yeni bir ismi bir cismi oluşmaya başlamıştır. Artık çarşıya vardığında Derviş Molla Kasım değil, dergâhı temsilen halife Kasım Efendi’dir. Son günlerde zahireci Muslu ile sorun yaşamaktadır. Yıllardan beri vakfiyeden çıkan ekini alıp satan Zahireci Zeki Çavuş bu sene ürüne az para vermekte Molla’nın ısrarını da canın isterse diyerek geri çevirmektedir. Sebebi öğrenir kısa zamanda Molla. Sivrihisar’dan bir adam daha düşük fiyattan ne kadar buğday isterse ambarlarını dolduracağını söylemiştir. Molla Kasım çaresiz dergâha varır ve Tapduk Emre’ye ahvali anlatır bir cismi bilinmeyen ekinciyi aramak için Sivrihisar yoluna koyulur Molla Kasım. Kimdir bu adam, necidir, neden fiyat kırar, emeklerini zayi etmek ister… Yunus Emre Aşkın Yolculuğu dizisinde işte tam bu sıralarda Bacım Sultan’ın uzun süredir görmediği bir arkadaşı çıkagelmiştir. Zahide Yunus Emre Aşkın Yolculuğu dizisinin yeni karakteri... Zahide Yunus Emre Aşkın Yolculuğu dizisinin yeni karakteri yörenin beyi Candaroğlu Argun Bey’in genç ve güzeller güzeli karısıdır. Bir müneccime gelmiştir Nallıhan’a ve ona gitmek istemekte yanında da arkadaşı Bacım’ı çağırmaktadır. Bacım gönüllü değildir ama Zahide üzerine gider. Aylar var ki Yunus’un ne yüzünü görüp ne bir haberini işiten Bacım Sultan’ın merakı bellidir.. Müneccimeye yollanır iki arkadaş…Müneccimden duydukları aklına takılan Bacım sultan yine Yunus’un hülyasına Emre Aşkın Yolculuğu dizisinde Sivrihisar’a gelen Molla sora sora Sarıköy’de ekincilik yapan kişiyi bulup dehşeti görmüş gibidir, arayıp bulduğu kişi ise Yunus’dan başkası değildir. Molla konuşsa da fayda vermez belli ki Yunus, Tapduk’a ve dergâha karşı büyük bir alınganlık; kırgınlık beslemiştir. Onun ekincilik, alım satmak ile işi yok aslında Kasım çaresiz Bey Candaroğlu Argun’a çıkıp Yunus’un yaptığının şeriata da hakka hukuka da aykırı olduğunu söyleyip ondan yardım talep eder. Yunus ikna edici şekilde Candaroğlu Argun’a vaziyeti anlatır. Candaroğlu Argun Yunus’u bulup kuyuya attırır. Yunus’u Tapduk Emre kuyuda bulacak, o da tekrar nedamet getirecek ve dergâha Emre Aşkın Yolculuğu Yunus Dergâha DönerYunusun dönüşüne Bacım Sultan sevinecek, uzun süre sonra yüzü gülecektir. Bacımın yüzünün gülmeye başladığını gören Zahide ısrar etse de Bacım anlatmaz ama Zahide anlamıştır çoktan bir kadın seyri süluk’una kaldığı yerden devam edecektir. Dergahta Ali taygu , Güngör ve Derviş Çağrı kalmış diğerleri gitmiştir. Dönüşüyle birlikte Molla Kasım ile aralarında yarım kalmış olan ve daha ziyade Molla tarafından yürütülen rekabet yine alevlenir. İşte tam bu günlerde Bey Candaroğlu Argun, oğlu Şahin ile kırıcı bir kavgaya tutuşmuş ve oğlunu işlerinden azade ederek kendisine yeni bir danişment aramaktadır. Bütün Nallıhan ve Sivrihisar da bu haber konuşulurken Tapduk Yunus’u çağırır ve onu Candaroğlu Argun Bey’e gönderir. Candaroğlu onu hatırlamıştır. Hemen zindana atar. Ancak hatasını anlayınca af diler. Yunus Bey Candaroğlu Argun’un danışmanıdır artık.. Yörenin yönetimi ile ilgili yönetsel danışmanlıktan vergiler, tahsilât, büyük tımar… Yunus köşkte Candaroğlu’nun genç karısı Zahide ile de tanışacaktır, arkadaşı Bacım Sultan’ın ona olan ilgisini bilen ve Bacım Sultan’dan Yunus’un hikâyesini dinleyen Zahide belli ki ona Emre Aşkın Yolculuğu Dizisinde Zahide Yunus’un Başına Nasıl Belalar Açacaktır?Öte yandan iki kadın arasındaki samimi ilişki Yunus yüzünden tersine dönecek. Zahide kocası Argun Bey’in de desteği ile Bacım sultan öncülüğünde kadınların kuracağı iş yeri çalışmalarını iptal edecektir. Bu olay Nallıhan’da meselenin daha da dikkat çekmesine sebep olacaktır. Ahi ocağı başta olmak üzere herkes bunu ve sebebini konuşmaktadır. Yayin Tarihi Her Salı -
Google Haberlere Abone ol 13 Mayıs 2020 0437 Son Güncelleme 13 Mayıs 2020 0437 TRT 1 ekranlarında Ramazan ayı boyunca yayınlanan Yunus Emre Aşkın Yolculuğu dizisinin dikkat çeken karakterlerinden birisi de Bacım Sultan oluyor. Peki, Yunus Emre Bacım Sultan kimdir, nerelidir, kaç yaşındadır? Bacım Sultan dizide Yunus Emre'nin Hocası Tapduk Emre'nin dünyalar güzeli kızıdır. Güzel olduğu için de devrin önde gelenleri onu gelin olarak almak isterler. Ancak, Bacım Sultan'ın gönlü ise Yunus Emre'den yanadır. İkilinin kavuşması ise bazı çevreler tarafından istenmemektedir. Kavuşmamaları için türlü hileler düzenlenir. Özellikle dizinin 30'lu bölümlerinde devrin kudretli isimlerinden Candaroğlu Argun Bey, Bacım Sultan'ı oğluna almak istemektedir. Bu durum karşısında Yunus Emre, hayli üzülecektir. Ancak Tapduk Emre kızını Candaaroğlu Beyi'ne vermeyecektir. İşte Yunus Emre Bacım Sultan hakkında merak edilen bilgilerden bazıları Yunus Emre dizisinde Bacım Sultan karakterini canlandıran oyuncu Pelin Orhuner'dir. PELİN ORHUNER KİMDİR? Yunus Emre Aşkın Yolculuğu dizisinde Bacım Sultan karakterini canlandıran Pelin Orhuner kimdir? Peyin Orhuner 32 yaşındadır. Aslen Manisalı'dır. İletişim Fakültesi mezunudur. İşte Pelin Orhuner biyografisi Pelin Orhuner, 1988 yılında Manisa ilinde dünyaya geldi. İlk, orta ve lise eğitimini memleketinde tamamlayan Pelin Orhuner üniversite eğitimini ise İstatnbulda Doğuş Üniversitesi İletişim Bilimleri Bölümü'nde tamamladı. Mezuniyetinden sonra ilk başlarda Dream TV'de sunuculuk yaptı. Oyunculuk dünyasına ise ilk adımı 2009 yılında dönemin meşhur dizilerinden "Kavak Yelleri"nde başladı. Daha sonra ise Aile Saadeti, Bir Hikayem Var ve Alın Yazım gibi dizilerde rol alarak daha çok tanınmaya başladı. Fox Tv'de yayınlanan; başrolü Özgürcan Çevik ve Başak Parlak'ın paylaştığı Şevkat Yerimdar dizisinin kadrosunda yer almakta ve Tezenhe karakterini canlandırmaktadır.
yunus emre bacım sultan ile evlendi mi